Yaklaşık 1,5 ay önce ABD'nin Ankara Büyükelçisi olarak görevine başlayan Ankara Büyükelçisi ve ABD'nin Suriye Özel Temsilcisi Tom Barrack, Türkiye-ABD ilişkileri ve Türk savunma sanayiine dair konuştu.
Lahey'de düzenlenen NATO Devlet ve Hükümet Başkanları Zirvesi kapsamında bir araya gelen Trump ve Erdoğan'ın görüşmesine dair konuşan Barrack, Trump ile Erdoğan’ın, ayrıca Dışişleri Bakanı Hakan Fidan ile ABD Dışişleri Bakanı Rubio’nun da iyi kişisel ilişkilere sahip olduğunu söyledi.
Barrack, "Tarihin çok ama çok önemli bir döneminde, iki başkan ve dışişleri bakanları, dört kişi arasında karşılıklı güvene dayalı kişisel bir ilişki, yakınlık ve anlayışla başladı." dedi.
Trump ve Erdoğan arasında iki kez telefon görüşmesi yapıldığını hatırlatan Barrack, böylece aralarında güven ve itimadın oluşmaya başladığını söyledi.
Büyükelçi Barrack, Orta Doğu ve Yakın Doğu'nun oluşturduğu yeni bir döneme tanıklık edildiğini vurgulayarak, ABD tarafından, Türkiye'nin daima büyük bir NATO müttefiki olarak görüldüğünü kaydetti.
Barrack, ABD Başkanı Trump ve Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın bu durumu diyaloğun değiştirilebileceği bir fırsat olarak gördüğünü ifade ederek, "Orta Doğu'da diyaloğu değiştirmek liderlik ister, güçlü liderlik gerekir." diye konuştu.
Orta Doğu'nun içinde bulunduğu kargaşaya bir çözüm arayışının sürdüğünü söyleyen Barrack, "Yüzyıllardır süregelen bir karmaşa var ve bu karmaşa büyük ölçüde Batı tarafından yaratıldı. Batı'nın sürekli müdahale etme çabaları yüzünden." diye konuştu.
Büyükelçi Barrack, "Bence Türkiye, tüm bunların merkez noktası olabilir, Suriye’de gördüğünüz üzere. Suriye'de olanların büyük bir kısmı, Türkiye ve liderliği sayesinde gerçekleşiyor."
Osmanlı İmparatorluğundaki "millet sisteminin", yüzlerce yıl farklı grupların merkezi sistemde varlıklarını sürdürmelerine imkan verdiğini anımsatan Barrack, yeni nesil için yeni bir diyaloğa ihtiyaç olduğunu, bu diyaloğun savaş olmadığını vurguladı.
Barrack, Türkiye'nin NATO'da, ittifakın ikinci büyük ordusuna sahip olduğunu söyleyerek, "(Türkiye) Sert gücü, hava savunması, genel savunma kapasitesine sahip, bütün unsurlar tamam. Ama en önemlisi, dünyayı tanıyan, çalışkan, olağanüstü bir nüfusa sahip." diyerek, bu küresel başarının ABD Başkanı Trump tarafından görüldüğünü kaydetti.
Barrack’a, ABD Başkanı Donald Trump’ın Türkiye’yi F-35 programına yeniden dahil etme konusunda iyi niyetli olduğu izlenimini daha önce aktardığı hatırlatılarak, "ABD'nin Hasımlarıyla Yaptırımlar Yoluyla Mücadele Yasası (CAATSA) ve F35 meselesinde ikili ilişkilere yapıcı katkıları olacak bir süreç işliyor mu?" sorusuna, "Evet, kesinlikle evet." yanıtını verdi.
F16 ve F 35'lerin NATO müttefiki Türkiye'nin olmazsa olmaz unsurları olduğunu söyleyen Barrack, F35 parçalarının çoğunun Türkiye'de üretildiğini hatırlattı.
Türkiye'nin F16'lar ve modernizasyonu için ödeme yaptığını kaydeden Barrack, Türkiye'ye yönelik CAATSA yaptırımlarının uygulandığı döneme dair anekdotlar paylaştı.
Büyükelçi, F35 meselesinin uzun zamandır tartışıldığına işaret ederek, tarafların bu konuyu "artık geride bırakmak" istediğini söyledi.
"ABD Kongresi meseleye yeniden bakmaya hazır. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Dışişleri Bakanı Hakan Fidan da 'yeni bir başlangıç' yapılması gerektiğini söylüyor." diyen Barrack, "(F35 ve CAATSA yaptırımları) Bana göre Başkan Trump ve Cumhurbaşkanı Erdoğan; Bakan Rubio ile Dışişleri Bakanı Fidan'a, bunu 'bitirin, bir yolunu bulun.' diyecek. Kongre mantıklı bir sonucu destekleyecek. Dolayısıyla, yıl sonuna kadar bir çözüme kavuşma imkanına sahip olduğumuza inanıyorum." dedi.
Barrack, F35 ve CAATSA yaptırımlarına ilişkin, şu ifadeleri kullandı:
"Önümüzdeki birkaç ay içinde iki liderimiz ve iki dışişleri bakanımız arasında bir yeni bir buluşmayı, ikili gündemin, beş yıldır tartışılan tüm bu konuların yenilendiğini göreceksiniz. F35, F16, S400'ler, yaptırımlar, gümrük vergileri gibi şeyler bizim misyonumuzun ikincil unsurları. Sanırım ilk kez, ABD ve Türkiye'nin sadece savunma ortakları olmak yerine, 'atağa geçen ortaklar olalım' diyen bir taahhüdü var."
Büyükelçi, F35 meselesine ilişkin, "Yıl sonuna kadar bir çözüme kavuşmanın mümkün olduğuna inanıyorum." dedi.